Akdamar Adası Efsanesi

Akdamar Kilisesi Tarihi

Akdamar kilisesi, Van’ın Gevaş ilçesindeki kıyıya 4 km uzaktaki Akdamar adası üstünde inşa edilmiş göz alıcı yapılardan bir tanesidir. Adanın güneydoğusuna kurulmuş olan kilisenin sunmuş olduğu manzara ise göz doldurucu. Van gölünün güzelliğini gözler önüne seren kilise Vaspurakan hanedanı Kral I. Hacik Gakik Ardzruni tarafından M.Ö. 915-921 yılları arasında mimar keşiş Manuel’e yaptırılmıştır. Ermeni mimari tarihini yansıtmaktadır. Zengin motiflerle dekore edilmiş kilise, kesme taştan merkezi kubbeli ve dört yapraklı yonca şeklinde haç planında yapılmış. Vaspurakan krallığı 1021 yılında Bizans İmparatoru II. Basil tarafından yıkılınca, başta saray kilisesi olarak inşa edilen kilise manastıra çevrilmiş ve Kutsal Haç kilisesi olarak anılmaya başlanmış. Ermeni mimarisi olan kilisenin dış kısmı çeşitli hayvan figürlerinin yanında kutsal kitaplardan sahneleri de gözler önüne sermekte. İncil ve Tevrat’tan alınan figürlerden bazıları; Yunus Peygamber’in denize atılması, Adem ile Havva’nın cennetten kovulması, Davut Peygamber’le Kral Goliat’ın mücadelesi, ateşte 3 İbrani genç, Hz. Meryem ve kucağında Hz. İsa’dır. Bir başka tarafta av sahnesi figürleri, çeşitli hayvanlar ve sarayla ilgili sahnelerde yer almaktadır. Yapının iç kısmı ise dini konulu fresklerle bezeli. Çoğu fresk Hz. İsa ile ilgili konulardan oluşmakta. Bir diğer önemli olay ise 1951 yılında Akdamar kilisesi için başlatılan yıkım çalışmalarını önleyen isim. O zamanlar genç gazeteci Yaşar Kemal olaydan haberdar olunca yıkım çalışmalarını durdurmuş kilise Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca restore edilmiştir. Günümüzde anıt müze olarak faaliyet gösteren kilise ziyaretçi ağırlamaya devam etmekte olup 2015 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne eklenmiştir.

Akdamar Adasının Efsaneleşen Hikayesi

Akdamar adasında Ermeni Baş Keşişinin güzeller güzeli bir kızı varmış. Bu güzelliği dillere destan kızın adı “Tamar”mış. Bir gün adanın civarlarında çobanlık yapan genç, Tamar’a aşık olur. Aşık genç Tamar’ı görmek için her gece adaya yüzmeye başlar. Tamar gecenin karanlığında yerini belli etmek için çobanı elinde fenerle bekleyedurur. Bu durumdan haberdar olan Tamar’ın babası çok sinirlenir ve fırtınalı bir gecede elinde fenerle genç aşığı beklemeye koyulur. Elindeki fenerle kıyıda sürekli yer değiştirip gencin yorulmasına ve sonunda boğulmasına neden olur. Genç aşığın ise boğulurken son cümleleri “Ah Tamar!” olur. Bunun üzerine Tamar da dayanamaz ve kendini gölün serin sularına bırakır. İşte günümüzde Akdamar adası olarak bilinen adanın ismi Ahtamar zamanla Akdamar adını almış olur.